Bilim Kurulu Toplantısı sonrası kritik açıklama

Sağlık Bakanlığı Bilkent Yerleşkesi’nde gerçekleşen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı sona erdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca kritik toplantı sonrası birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Koca, “Çin aşıları pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor.” dedi. Sağlık Bakanı Koca ayrıca İngiltere’de görülen mutasyona uğraşmış koronavirüsün Türkiye’de henüz görülmediğini duyurdu.

Bilim Kurulu Toplantısı sonrası kritik açıklama

Bilim Kurulunun gündeminde koronavirüsün Avrupa’da mutasyona uğramasıyla ilgili gelişmeler vardı. Virüsün Türkiye’de yayılımını önlemek için atılacak adımların ele alındığı toplantı sona erdi. Bakan Koca Bilim Kurulu üyeleriyle beraber toplantı sonrası ortak basın toplantısı düzenledi.

Bakan Koca’nın açıklamalarından satır başları şu şekilde;

Salgın boyunca üzerimde çok ağır bir sorumluluk olsa da her durumda karşınıza çıkıp gelişmeleri sizlere zamanında ve açık bir şekilde iletmeye çalıştım. Karşınıza her çıktığımda umutla dinlediniz, destek oldunuz. Beni ailenizin ferdi olarak kabul ettiniz Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.

Salgın hastalık ortaya çıkınca ülkemizde kendisini tüm dünya devletleri gibi karanlık bir tünelin içinde buldu. İlk günden beri bilimin ışığıyla o tüneli aydınlatmaya ve önümüzü görmeye çalıştık. Huzurlarınızda bir kez daha Bilim Kurulumuza bu konuda teşekkür etmek isterim.

“ALIŞKANLIKLARIMIZ DEĞİŞTİ”

Tünelin ucunda bir ışık belirince arkamızdakilerin öne doğru atıldığına, öne gidenlerin ezmeye çalışmasına da şahit olduk. Bu her ne kadar işimizi zorlaştırsa da bilimden vazgeçmeden yolumuza devam ettik. Bunun en büyük şahidi sizlersiniz. Salgın her alanda bizi etkiledi. Dünyanın ahlâkını yeniden tanzim etti. Ülkelerin birbirlerinin yardım malzemelerine el koyduklarına şahit olduk. Alışkanlıklarımız değişti, selamlaşma, alışveriş, toplantı düzenlemek, okul toplantılarına kadar yenilikler oldu. Bunlar sancılı değişikliklerdi, farkındayım.

Tarih bu yılları hastalığa adını veren 2019’dan başlayarak büyük salgın yılları olarak anacaktır. Almanya’da her bir milyon nüfus başına 325 kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. İsveç’te 789, en çok vefat sayılarına ulaşan ABD’de 984, mutasyon görüldüğü iddiasıyla gündeme gelen İngiltere’de 984 kişi oldu. Türkiye’de ise 216’ya ulaştı.

EKİM AYINDAN VAKALAR ARTTI

Günlük vaka sayılarımız ilk pik döneminde 80 binlerdeydi. Son günlerde İngiltere gibi ülkeler kontrolsüz vaka artışlarını virüsün mutasyonuna bağlayarak açıklamaya çalışmaktadır. Salgın gelişmiş olduğunu iddia eden, geri kalmış olduğunu sanılanı eşitledi. Ülkemizde de Ekim’in ikinci yarısından itibaren hızlı bir vaka artışı başgösterdi.

Hastanelerimiz yoğun bakımlarımız yükü kaldırmada zorlanmaya başladı. Birçok ilde 100’de 100’e varan artış oldu. Yaygın genel tedbirler hayata geçirildi. Salgının seyrine göre illerimizde tek tek değerlendirme yapılarak yerel imkanların seferber edildiği, filyasyon ekip sayılarının arttırılması yanında, yaygın temaslı takibin yapıldığı bir dönemi yaşadık.

Valilerimiz, il sağlık yöneticileriyle yaptığımız görüşmeleri kamuoyuyla paylaşmaya takip ettik. Günlük vaka sayılarında Gaziantep yüzde 66, Tekirdağ, Bursa, İzmir yüzde 60, Trabzon, Adana yüzde 50, Kayseri Kocaeli yüzde 45, Antalya’da yüzde 30, Mersin’de yüzde 30’a varan düşüşler sağlandı. İstanbul’da vaka sayısında önemli düşüş kaydedilirken, bu poliklinik başvurusuna yüzde 50, yoğun bakımda yüzde 20 yansıdı.

“MUTASYON EYLÜLDEN BU YANA VAR”

İller düzeyinde bütün kaynakların hayata geçirilmesinde destek ve katkılarına sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ve valilerimize çok teşekkür ediyorum. Dünya virüsün mutasyonuyla ilgili tedbirlere yoğunlaşmış durumdadır. Biz de tedbirleri vakit geçirmeden uyguladık. Bilinmelidir ki bu mutasyon Eylül ayından beri mevcut. Koronavirüs damlacık enfeksiyonla bulaşan bir hastalık. Mutasyon çarpan etkisi yapabilir. Ancak mutasyon ve varyasyonlar düzenli olarak taranmaktadır.

Anlaşılan o ki, İngiltere’deki kontrolsüz vaka artışı araştırılırken Eylül ayından beri var olan mutasyon ilgililerin dikkatini çekmiştir. Türkiye başından beri hastalığı önemseyerek tedbirleri en erken alan ülkelerin başında gelmektedir. Mutasyonlar konusunda incelemelerimiz devam etti.

AŞI AÇIKLAMASI

Bugün en çok merak ettiğiniz konunun aşı olduğunu biliyorum. Huzurlarınızda bir kez daha neden inaktif aşı tercih ettiğimizi izah etmek istiyorum. Bilinen en kadim aşı yöntemi inaktif aşı yöntemidir. Virüs uygun ortamlarda çoğaltıldıktan sonra öldürülerek onun vücudu tanıması için enjekte edilmesi yöntemidir. Bu aşı türüyle ilk defa bağışıklama amaçlı aşılama yapılmıyor.

Daha önce tecrübe ettiğimiz faydasından emin olduğumuz yöntemdir. Ayrıca ülkemizde devam eden aşı çalışmalarından önde giden üç tanesi inaktif aşılardır. Bununla birlikte ülkemizde 2 aşı adayımız insan deneyleri safhasına ulaşmıştır. Benzer şekilde virüs benzeri parçacık temelli aşımız da insan deneyleri safhasındadır.

Başından beri Türkiye’de klinik çalışması olan kendi insanımızda etkisi gösterilmiş bir aşıyı kullanmak istediğimiz aşıyı kullanmayı beyan ettik. Klinik çalışmaların somut neticelerini bekleyip, harekete geçmek için uğraş verdik. İnaktif aşımızın faz 3 çalışması başarıyla sürmektedir. Aşılanan gönüllülerin ister gerçek, ister plasebo aşıyla aşılansın hastalığa yakalanıp, yakalanmayacağı gözlemlemektedir.

Kurumumuzda çalışmanın ara sonuçlarını Bilim Kurulumuza sunmuştur. Bilim Kurulumuzun değerlendirmeleriyle aşımızın ülkemizde kullanılması konusunda kendi insanımıza gösterdiği etkiden emin olduk. Çalışmayı yürüten hocalarımız birazdan detayları paylaşacaktır. Çin makamları da Türkiye’ye gönderilecek olan aşı dozları için onay işlemlerini tamamladılar.

Güzel bir haber daha vereyim. Çin aşıları pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor.

ÇOCUKLARDAKİ VAKALAR ARTIYOR MU?

Bilim Kurulu Üyesi ve Çocuk Hastalıkları Enfeksiyon Uzmanı Prof. Dr. Ateş Kara, çocuklarda Mis-C sendromu görüşmesiyle ilgili şunları söyledi:

“Çocuklarda MIS-C tablosunda bir artış var. Toplum içerisindeki vaka sayısı artınca virüs olan çocuk sayısı da artıyor. Bugünlerde MIS-C tablosundaki vakalar azalmaya başladı.

Çocukların özellikle Covid-19 virüsünü aldıklarında çok fazla semptom geliştirmiyorlar ama vücutları buna bir cevap geliştiriyor. Gözlerinde kızarıklık, kalplerinde tulum, ciltlerinde döküntü gibi. MISC- dediğimiz tablo da o.

Virüsün bulaştırıcılığının arttığını söylüyor İngiltere’deki mutasyonla ilgili değerlendirmeler ama bu tam kesin olarak gösterilmiş değil. Çocuklarda ister istemez virüsün sayısı artıracaktır ama İngiltere’de vaka taşıyan çocuk sayısına bir artış olarak görülmedi bu. Çocuklardaki vaka sayısında artış olarak bir yansımamız yok.”

SORULAR VE YANITLAR

Aşılama stratejisi nasıl olacak? Aşılanacak gruplar netleşti mi?

Pazartesi günü itibarıyla Türkiye’de aşılar olacak. Özellikle Bilim Kurulumuz daha önce bu konuyla ilgili geniş bir çalışma yaptı. 4 aşamalı bir strateji hazırlandı.

İlk planda sağlık çalışanları olmak üzere yapılmıştı. Öncelikle sağlık çalışanlarımızdan başlamış olacağız. 9 milyon kişini olacağını söyleyebilirim ilk aşamada.

Mümkün mertebe daha kısa bir zaman diliminde, en geç nisan olmak üzere ilk iki hatta üçüncü aşamada olan kişileri aşılamayı düşünüyoruz. Bu aşılamayı yaparken birinci basamak sağlık hizmetlerinin çok güçlü olduğunu biliyoruz. Aile Sağlığı Merkezlerimiz ve kamu, üniversite hatta özel hastanelerimiz bu aşılama için kullanılmış olacak. Günde ortalama 1.5-2 milyona kadar aşıyı yapmamızın imkanı olduğunu söyleyebilirim.

Mutasyon sonrası Türkiye’de tedbirler genişletilecek mi?

Dünyada temmuz-ağustos-eylül ayından itibaren mutasyonların olduğu, Türkiye’de de benzer mutasyonların olduğu, daha çok bulaştırıcılığı olduğunu söylemiştik.

Biz de ülke olarak belli zaman dilimlerinde yaygın şekilde mutasyon olup olmadığı şekilde analizini yapıyoruz. Bizdeki veriler de bulaşıcılığın arttı yönündeydi.

Bizim şu ana kadar yaptığımızı ön inceleme ve analizlerde İngiltere’dekine benzer bir mutasyona rastlamadığımızı ama gelecek hafta genom analizi yaparak daha net bir şey söylemek mümkün. İngiltere, Danimarka ve Güney Afrika için bir kısıtlama söz konusu oldu. Şu an yeni bir kısıtlamayı düşünmüyoruz ama ülkelerle ilgili farklı bir şey gündeme gelirse her an bu kısıtlamalar tekrar yapılabilir.

Şu dönemde üzerinde durmamız gereken, virüsün mutasyonuyla birlikte bulaştırıcılığının arttığı, bir araya gelmelerin, kalabaılık ortamlarda bir arada olmanın bu bulaştırıcılığın artışıyla birlikte daha riskli olduğunu söyleyebiliriz.

YERLİ AŞI ÇALIŞMALARI

5 tane ilave aşının faz safhasına, insan çalışma safhasına geldiğinin, bunlardan 3 tanesinin inaktif aşı olduğunu söylemiştim. Adenovirüs çalışması da ayrıca söz konusu. Zannediyorum ocak ayı içerisinde bunlardan 1-2 tanesi daha faz çalışmasına geçmiş olur. Bunun dışında inaktif olan faz-1 çalışmasını tamamlamış olan aşı çalışmamızla ilgili faz-2’de 200 kişiyle yapılmış olacak. Bununla ilgili gönüllülerin sağlık taramalarına başlandı.

BIONTECH AŞISI

Bu konu biraz fazla gündeme getirilen ve yer yer yanlış bilgi aktarımının olduğunu gördüğümüz bir konu. Biontech aşısıyla ilgili tabii ki inaktif aşıyı önemsemiştik ama başından itibaren bu aşıyı geliştiren iki Türk bilim insanımız olması nedeniyle yakın iş birliği içerisinde bu aşının Türkiye’de uygulanmasını istedik.
Bununla ilgili başından beri bize söylenen 25 milyon gibi bir aşı olabileceği 2021 için.
Fiyat boyutuyla herhangi bir sorunumuz olmadı.

Ama esas bu dönemde yaşadığımız sorun şu oldu: Bu dönemde aşının üretimiyle ilgili sorumluluk taşımama durumunun sözleşmeye yazılması istendi.
Acil kullanım izni olduğu için şu dönemde bu üretimle ilgili bir sorun olma durumunda sorumluluk taşımamayı sözleşmeye konmak istenmedi.
Biz bundan yana olmadık. Ben Uğur Hoca’yla son 2-3 gün 5-6 defa görüştüğümüzü, Uğur Hoca’yla bu sorunu kısmen aştığımızı söyleyebilirim.

Sözleşmenin miktarıyla üretimle ilgili bir sorun olduğunda sorumluluk taşıyabileceklerini belirten bir maddeyi koymaya karşılıklı razı olduk. Sözleşme miktarından daha fazla bir sorumluluk taşımama noktasında ısrarlı olduklarını, bunu aşmamızın mümkün olmadığını ifade ettiler. Biz bunu vatandaşımıza sözleşmenin miktarınca sorumluluk taşınabileceğini belirterek bu aşıyı yapabileceğimizi konuşmuş olduk. mart ayı sonuna kadar 4.5 milyon, opsiyonel olarak da 30 milyona kadar söz konusu olabileceğini görüşmüş olacağız.

AŞI ZORUNLU MU OLACAK?

Zorunlu olmayacak ama Bilim Kurulumuzla beraber ikna için uğraşacağız. Ben de sağlık çalışanları gibi ilk aşı olacaklardan biriyim. Herkesin bu aşıyı yaptıracağına inanıyorum.

Kaynak: Mynet

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.