Pırlanta taşlı ayakkabılar giyer, evinin temeline altın serptirirdi: Arkadaşının evinde yoksulluk içinde öldü

123.287

Türk sinemasının gerçek anlamdaki ilk ‘starıydı’, Yeşilçam’ın en trajik şöhret kurbanı olarak tarihe geçti.

Pırlanta taşlı ayakkabılar giyer, evinin temeline altın serptirirdi: Arkadaşının evinde yoksulluk içinde öldü

Bir anda parlayıp Türk sinemasının ilk kadın yıldızı olan sonra da beklenmedik bir yangınla kül olup giden bir şöhret, alkol ve sefalet içinde sona eren bir yaşam öyküsünün kahramanı Cahide Sonku’nun öyküsü bu anlatılan.

Bu yıl 56’ncısı düzenlenecek olan Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde, 1981 yılında 62 yaşında hayata veda eden Sonku’nun anısına, onun adını taşıyan bir ödül ilk kez verilecek.

Sadece oyuncu olarak değil, kamera arkasında da birçok ilke imza atan Sonku’nun adını taşıyan bu ödülle, Türkiye film sektöründeki kadın temsiliyeti ve görünürlüğüne dikkat çekilmesi amaçlanıyor.

Bu yeni ödülden yola çıkarak Sonku’nun birçok kez filmlere ve tiyatro oyunlarına konu olan yaşam öyküsünü bir kez daha hatırlayalım istedik.

Bir asker ailenin kızı olarak 1916 yılında Yemen’de dünyaya gözlerini açtı Cahide Sonku. Dedesi Çorapsız İbrahim Paşa; 7. Kolordu Komutanı’ydı. Ailesi ilk çocuğun erkek olacağını düşünerek ona daha doğmadan Necdet adını verdi ve bunu da değiştirmedi.

Benzer bir durum onun da başına geldi. Ona da Mücahit adını verdiler. Sonku’nun hayatındaki zorluklar daha çocukluk yıllarında başladı. Aile İstanbul’a geldi, babaları evi terk edince kendilerini büyük bir yoksulluk içinde buldular.

1932 yılında tam da ailece ihtiyaç duydukları bir sırada bir gazetede gördüğü ilanla hayatı değişti Sonku’nun. Şehir Tiyatroları, konservatuar için öğrenci arıyordu. Seçilecek olanlar hem okuyup hem çalışacaktı.

Seçmelere katıldı Cahide. Türk tiyatrosunun duayenlerinden Muhsin Ertuğrul, sonraları aşık olup defalarca evlenme teklif edeceği ve hep geri çevrileceği bu siyah önlüklü genç kızın yeteneğinden etkilendi. Kendisi için servet niteliğinde olan 135 kuruş yevmiye ile oyunculuğa başladı Sonku.

Yedi Köyün Zeynebi adlı oyunla sahneye çıktı. Bir yıl sonra Ertuğrul’un yönettiği Söz Bir Allah Bir filmiyle beyazperdeye geçti.

1935 tarihli Bataklı Damın Kızı Aysel ise ona Türk sinemasının ilk kadın yıldızı unvanını kazandırdı. Artık Türkiye’nin Marlene Dietrich’iydi.

Paraya para demeyen, inşaatını yaptıracağı evin temeline hiç çekinmeden altınlar serptiren, gerçek pırlanta taşlı ayakkabılar giyen bir kadındı artık o.

Cahide Sonku, ilk evliliğini 1936 yılında rol arkadaşı Talat Artemel ile yaptı. Ancak aldatılınca boşandı. İkinci evliliğini de dönemin tütün kralı olarak tanınan İhsan Doruk ile 1943 yılında yaptı. Ancak o evliliği de uzun ömürlü olmadı. Üçüncü evliliğini de Cahit Irgat ile yaptı.

Bir süre sonra sadece oyunculuk ona yeterli gelmedi. Yapımcı ve yönetmen olarak da görev üstlenmeye başladı.

Çok gösterişli bir hayat sürdürüyordu Sonku. Sık sık Avrupa seyahatlerine çıkıyordu. Parayı su gibi harcıyordu. Tarabya’da da temeline altınlar döktürdüğü bir malikane inşa ettiriyordu.

Ama kaderi Beklenmeyen Şarkı adlı filmle döndü. Sonku’nun bu filmde birlikte kamera karşısına geçtiği Zeki Müren şöhret basamaklarını tırmanmaya başladı ancak Beklenmeyen Şarkı Sonku için sonun başlangıcı oldu.

Cahide Sonku’nun, neredeyse bütün mal varlığını yatırdığı Sonku Film, bir iddiaya göre kundaklama sonucu çıkan yangında kül oldu.

Elindeki mal varlığının çoğunu yangında yitiren Sonku alkole sığındı. Bu korkunç olayın ardından Dormen Tiyatrosu’nda sahne denemeleri yaptı. Ama alkol bağımlılığı yüzünden bundan da beklediği sonucu alamadı.

Sonku tedavi de görmesine rağmen alkol alışkanlığından bir türlü kurtulamadı. 1981 yılında öldüğünde 62 yaşındaydı. Onu, son yolculuğuna sadece 8 kişi uğurladı.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.